Bir kur hikayesi… Uzun İnce Bir Yoldayız…

Dolar kuru kabaca 28 Eylül’den bu yana tamamen kapalı bir piyasa haline dönüştü. Tüm dünyada pozitif veya negatif oynaklık yaşanırken dolar kuru hareket etmiyor desek yeri vardır.

Dolar endeksi düştüğünde aşağı gelmeyen dolar kuru, dolar endeksi güçlendiğinde de yukarı gitmiyor. Küresel bazda risk iştahının durumuyla da pek ilgi ve alakası kalmadı.

Geçen yılın Eylül ayında başlayan faiz indirim politikası neticesinde faizler geçtiğimiz hafta tek haneye düşürüldü. Tüm dünya faiz artırırken biz faizi %19’dan %9’a indirdik. Faiz indirim politikası sürecinde enflasyon %85.50’ye ulaştı. Tabii bu TÜİK enflasyonu. Hissedilen enflasyonun çok daha yukarı seviyelerde olduğunu biliyoruz. TCMB faizi tek haneye indirirken, bizi daha çok ilgilendiren kredi faizleri geriledi mi ?  

Dış ticaret 91 milyar doları aştı…

Ekonomi 9 çeyrek sonra ilk kez daraldı…

Merkez Bankası rezervleri eridi…

Bu negatif gelişmelere dolar kuru daha ne kadar tepkisiz kalabilir sorusunun cevabını bulmak zor. Büyüklerimiz bilir diyelim.

Türkiye için çok büyük öneme sahip olan 2023 seçimlerine her geçen gün yaklaşıyoruz. Mevcut iktidarın en büyük hedeflerinden biri seçime yaklaşırken yeni bir kur şoku yaşamamak olacaktır. Tabii bunu başarmaları için arka yollar denenmeye devam edecektir. Çünkü işin normal akışı kuru daha yukarı seviyelere götürecektir.

Fakat yukarıda bahsettiğim negatif gelişmelere daha ne kadar dayanılabilir orası da ayrı bir konu…

Bu iş zaten ekonomiden, temel/teknik analizden falan çıktı, tamamen siyasi bir duruma dönüştü.

Aşık Veysel üstadın söylediği gibi ; Uzun İnce Bir Yoldayız…